Güneş’i en yükseğinden yemişiz. Sırtımızda hayatın bütün yükü… Doldurmuşuz havanın sıcaklığı, insanların soğukluğunu… Saklanmışız insanların içine. Başımız öne eğik vaktimiz yok insanların yüzüne bakmaya… Adımlarımız bizden daha ateşli koşar adım gidiyoruz gölgenin dibine.
Yarın bugün katmışız sepete. Biraz da sıkıcılık, sıradanlık… Fiziksel yorgunluk, ruhsal eksiklikte olmazsa olmaz. Ondan bundan doldurmuşuz sepeti. Koş civanım koş! Birde bakmışız doluvermiş sepetimiz. Şikâyetlerimiz o kadar çok ki; hatırlamadık… Unuttuk çocuklarımızın göz rengini, sevgilinin ismini cismini… Tutturmuşuz bir isyan türküsü, gözlerimizde paradan bir at gözlüğü, koş civanım koş!
Şeyhzade Bilgin